28 Eylül 2016 Çarşamba

Amsterdam'da Nerelere Gidilir Ne Yapılır Neler Alınır? Uydu Koordinatları ile


Dünya hali insanın başına her şey gelebilir.Bu yüzden devleti arkanıza almak için.
TC. BAŞKONSOLOSLUĞU:
Posta adresi: Museumplein 17, 1071 DJ Amsterdam, Hollanda
Konsolosluk Çağrı Merkezi Numarası: + 90 312 292 29 29
Telefon: Sadece ACİL durumlar için: +31 (0) 6 87242060
NAVIGASYON  koordinatı: 52.356384 , 4.882266

Sizleri çok sıkmadan öncelikle kısa bir giriş yapayım...



Amsterdam Hollanda'nın başkentidir. Ancak ülke hükümetin ve meclisin bulunduğu Lahey'den yönetilir.


12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, bugün Hollanda'nın kişi sayısı bakımından en büyük, kültürel ve parasal yönden de en önemli kentidir.
Adı, ilk kurulduğu zamanlarda Amstel ırmağının üzerine kurulan su bendi ("dam") olan Amstelredamme'ın zamanla Amsterdam olmasından gelir. 

Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa'daki en köklü kent dokularından birini barındırır. Kentin eski bölümü iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların iki yakasındaki tarihî evlerin bir bölümü bugün ev, geri kalanı ise, kamu ya da özel işyeri olarak kullanılır. 


Hollanda'nın birçok yerinde olduğu gibi, Amsterdam'da da kanallar bataklık olan bölgede öncelikle suları denetim altına almak için kazılmıştır. Bunun yanı sıra savunma ile ulaşım için de kullanılmıştır. Bazı kanalların üzerinde tekne evler bulunur. Bunlar genellikle eski tekneler ya da baştan ev olarak tasarlanmış teknelerdir. İlk olarak 60'lı 70'li yıllardaki konut sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkan tekne evler, bugünlerde yalnızca zorunluluktan değil, daha çok bir yaşam tarzı yeğlemesi olarak öne çıkmaktadır.



Ne Zaman Gidilir:


Bu şehir yılın her zamanı her dönemi ziyaret edilebilir, ama ilk defa gidecekseniz bahar ve yaz zamanı gitmenizi tavsiye ederim. Eğer Nisan sonuna denk getirirseniz Hollanda kralı Williem Alexander'ın doğum günü olan 27 Nisan'da panayır ve eğlencelere tanık olabilirsiniz. Kralın doğum günü eskiden kraliçe günü olarak bilinir ve kutlanırdı. O gün Amsterdam'da panayır ve eğlenceler düzenlenir. Amsterdam'lılar yaşlısı genci sokakta, evlerinin önünde eski 2. el eşyalarını! (Bitpazarı usulü) kapılarının önlerinde satar! Bütün şehir Hollanda'nın kraliyet rengi olan  portaka'a bürünür, açık hava konserleri yapılır, çevre köy ve kasabalardan da yerli turistlerin de akını olur. Vondel parkı o gün sadece çocuk ve gençlere açıktır, çocuklar (ve tabii ailecek) eşyalarını satar (giyim,eski plaklar,Cd, kitap aklınıza ne gelirse!) , müzisyenler sokakta müzik yaparlar. 


Ben eylül ayı ortasında gittim ve şansıma hiç yağmur yağmadı ve hava da gayet güzeldi. Yalnız eylül aylarında yada bahar aylarında gidiyorsanız yanınıza mont, yağmurluk şemsiye almayı unutmayın.




HAVALİMANI: (52.310519 , 4.768242)



Schiphol adıyla anılır ve buradan her yere metro otobüs tren ile ulaşım mümkündür. Havalimanından indikten sonra pasaport kontrolünün ardından Central station a gitmek için bilet almanız gerek. Tek kişi ve tek yön bilet 5,20€ fiyatındadır.






Yaklaşık 15 dk süren yolculuk sonrasında Central Station a varabilirsiniz. Buradan gideceğiniz otele kadar otobüs tren metro bulabilirsiniz. Yok eğer oteliniz yakınsa yürüyerek çok rahat otelinize varabilirsiniz. Benim kaldığım otel Central Station'dan yürüme mesafesi ile 10 dk sürdü.

Central Station :  52.377707 , 4.901371

Bu istasyon sizin çok işinize yarayacaktır bu bilgi önemli, zaten birkaç kez gittikten sonra konumun önemi kalmayacaktır. Size şöyle pratik bir bilgi vereyim Central Station karşısından Damrak caddesi başlar ve diğer ucu da Dam Meydanıdır.

Buradan 1 saatlik, günlük, 2 günlük ve 3 günlük olmak kaydı ile bilet alma seçeneğiniz var. Merkezi bir yerde kalıyorsanız zaten toplu taşıma ile fazla işiniz olmayacak. uzak yerleri belki sonraya bırakarak 1 günlük alarak işinizi görebilirsiniz.
Ayrıca buradan bir şehir haritası edinebilirsiniz, ücretsiz olarak danışmadan almayı unutmayın. İşte resimde gördüğünüz gibi:




Bu arada buraya gitmeden önce şehirde ne kadar çok bisiklet kullanıldığını duymuşsunuzdur. Her yerde bisikletler ve bisiklet yolları olduğunu biliyorsunuzdur. Bilmeseniz de en azından okumuşsunuzdur, ama şehire ayak basınca ne kadar az tahmin ettiğinizi anlıyorsunuz.Bisiklet yollarına dikkat edin. Yola çıkıyorsunuz ama o yolun bisiklet olduğunu unutuyorsunuz ve birden bisikletlerle burun buruna geliyorsunuz. Allah'tan hepsinin bisikletinde zil var da uyanıyorsunuz.










Öncelikle gezilmesi gereken yerleri liste halinde yazayım daha sonra da detaylı olarak anlatacağım.



  1. Dam Meydanı 
  2. Kraliyet Sarayı
  3. Madam Tussauds
  4. Damrak Caddesi
  5. Eski Kilise
  6. Çiçek Pazarı
  7. Rembrant Meydanı
  8. Red Light District
  9. Anne Frank Evi
  10. Rijks Müzesi
  11. Museumplein
  12. Van Gogh Müzesi
  13. Vondelpark
  14. Kanal Turu
  15. Leidseplein
  16. Kalvestraat
  17. Magna Plaza AVM
  18. Zaanse Schans
  19. IJ Hallen
  20. Albert Cuyp Market
  21. Heineken Experience

Şehirde birçok yerde ticket officeler var, yani tur satın alabileceğiniz, etkinliklere bilet alabileceğiniz tur şirketleri var. Hatta buradan aldığınız turlarda Türkçe tercüme olanı bile var, mesela kanal turunda Türkçe rehberlik hizmeti... Ama biraz daha pahalı olabiliyor haberiniz olsun. Bizim katıldığımız kanal turunun saati 10€ iken burada 15€ bilginiz olsun.













1.Dam Meydanı   (52.373070 , 4.892647)

2.Kraliyet Sarayı (52.373070 , 4.892647)

Central Station dan yürüyerek sadece 10 dakikada gidebilirsiniz. Yok ben tramvayla giderim derseniz  4,9,14, 16, 24, 25 numaralı tramvaylara binip Dam Meydanı durağında inerek buraya kolaylıkla ulaşabilirsiniz.







Bu şehire gelenlerin ilk uğradıkları yer burası. Gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel buranın. Bazen de bize olduğu gibi konser ve çeşitli etkinliklere denk gelebilirsiniz. Çalgıcılar, pandomin sanatçıları ve bozuk para için şekilden şekile giren insanları görebilirsiniz.Dam meydanının önünden uzanan cadde Damrak Caddesidir. Bu caddenin diğer ucu da Central Station a kadar gider.


Resimlerde gördüğünüz saray ise Kraliyet Sarayıdır. Bina 20 Haziran 1655'te Amsterdam yöneticileri tarafından belediye binası olarak açılmıştır. Ancak günümüzde kraliyet sarayı olarak bilinmektedir.  Jacob van Campen tarafından yapılmıştır. 1648 yılında Jacob van Campen Amsterdam Şehir Belediye Binası projesinin başına geçti. Binanın maliyeti 8,5 milyon Hollanda Guldenini buldu. Tüm binada kullanan sarımsı taşlar Almanya'dan getirildi. Ancak taşlar zaman içerisinde koyu bir renk aldı. Mimar Roma tarzı yönetici saraylarından esinlendi. Mimar Roma'daki kamu binalarından esinlendi ve Kuzeyde yeni bir Roma tarzında yönetici binası yaratmak istedi. Bina Pek çok defa Dünyanın 8. Harikası olarak anıldı. Zamanında Avrupa'nın en büyük yönetici binasıydı. Daha sonradan kraliyet sarayına dönüştürülen bina, Kraliçe devlet ziyaretleri, Yeni yıl resepsiyonları ve resmi işlemlerde kullanmaktadır.



3.Madam Tussauds (52.372610 , 4.892682)


















Dam meydanın hemen yanındadır. Yüzünüzü kraliyet sarayına döndüğünüzde hemen solunuzda müzeyi görebilirsiniz. Central Station dan yürüyerek sadece 10 dakikada gidebilirsiniz. Yok ben tramvayla giderim derseniz  4,9,14, 16, 24, 25 numaralı tramvaylara binip Dam Meydanı durağında inerek buraya kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Akşam 20:30 a kadar açıktır. Giriş fiyatları ise:



16 yaş üzeri yetişkinler için€22
Sadece 15:00 dan sonra online rezervasyon için€16
5 – 15: yaş arası çocuklar için€18
4 yaşına kadar olan çocuklar içinfree
ben daha evvel Hong Kong'da gittiğim için gitmeye gerek duymadım ama eğer hiç Madam Tussaud müzelerinden birine gitmediyseniz 1 kere olsun gitmenizi tavsiye ederim. Zaten bütün Madam Tussaud müzeleri birbirinin aynısı değil, bu yezden tekrar gitmek belki hoşunuza gidebilir.


4.Damrak Caddesi (52.373365 , 4.893553)











Dam meydanın önünden başlayıp Central Station'a kadar olan caddedir. gece gündüz hep kalabalıktır. Çoğunlukla yemek yenen birçok dükkandan oluşmaktadır. Kfc , Mc donalds, Starbucks, Patatesçiler, sex museum, casino burada olan başlıca dükkanlardandır. Birçok hediyelik eşya satan dükkanlar, peynirciler de burada. Ayrıca lüx markaların bulunduğu Debijenkorf Avm de buradadır.


5. Eski Kilise (52.374365 , 4.898204)





























Dam meydanından yürüyerek 5 dk civarında sürüyor burası. Yine central station dan yürüyerek 5 dk. kadar sürüyor...
Eski kiliseyi gezmek için ise kişi başı 7.5€ yu gözden çıkarmanız gerekli. Yalnız şunu belirteyim nakit kabul etmiyorlar. Mecburen debit yada kredi kartı geçerli. Buradan aldığınız fiş ile de bahçesindeki kafeden aldığınız ürünlerde indirim yapıyorlar.
Tam bir sanat eseri. İnsan acaba nasıl yapmışlar diye düşünmeden edemiyor. Yerlerdeki taşlara dahi işleme yapmışlar. Camlardaki resimler de cabası. Dikkatimi çeken bir dolabı ve onu 6 yerden kilitleyen mekanizmayı da sizlerle paylaşmak istedim. Ayrıca biz gittiğimizde bir fotoğraf yarışmasının resimlerini yayınlamışlardı. Birinci gelen resim bilin bakalım kime ve nereye aitti.























6.Çiçek Pazarı (52.366839 , 4.891307)


Bloemenmarkt a Central Station dan 4,9,16 numaralı tramvayla Spui(Rokin) istasyonunda inip 450mt yani 5 dk yürüyerek  varabilirsiniz.Yada 1,2,5 numaralı tramvaya binerek koningsplein de inerek 200 mt kadar yürüyerek varabilirsiniz. Yürüyerek de istasyondan 20 dk sürer. DAM meydanından da yürüyerek 12 dk civarında varabilirsiniz.

Birçok çeşitli çiçekler ağaçlar ve özellikle lale tohumları burada satılıyor. Ayrıca hediyelikler de almanız mümkün. Magnetler, tahta ayakkabılar da burada pek çok bilginiz olsun. Hatta çiçekçilerde peynir kesme tahtası bile var.








                                                           


















7.Rembrant Meydanı (52.366046 , 4.896690)









Rembrantplein'e Central Station'dan bineceğiniz 51,53,54 numaralı metrolar ile gidebilirsiniz. Waterlooplein'de indikten sonra 4 dk yürüme mesafesindedir. Dam Meydanından gidecekseniz de yaklaşık olarak 13 dakikada. yürüyebilirsiniz. Rembrant'ın heykelinin bulunduğu bu mekanın etrafı birçok kafe restaurant ve barlar ile doludur. Gündüz ve akşam insan akınına uğrar, civardaki kafe bar ve restoranlar tıka basa doludur. Hele birde hava güzelse yer bulmak imkansızdır.












8.Red Light District (52.374090 , 4.899690)


Burası da meşhur Red Light Bölgesi. Buraya gitmek için eski kiliseye gitmeniz yeterli. Yani Eski kilisiyi bulunca red light ı da buldunuz demektir. Red Light  Dam meydanından yürüyerek 5 dk civarında sürüyor burası. Yine central station dan yürüyerek 5 dk. kadar sürüyor... 

İlk iki resim eski kilisenin bahçesinden ve içinden çekilmiştir. Bu size red light bölgesinin nerede olduğunu daha iyi açıklayacaktır.
Burası sadece 1 sokaktan ibaret değil, bir bölgedir. Su boyunca ara sokaklarda küçük küçük odalardan ibarettir. Akşamlar ve özellikle pazar akşamları kalabalık oluyor. Gündüz de gezenler var ama özellikle akşamları daha da renkli oluyor. Net olarak bilmiyorum ama pazar günleri şehir dışından da gelen bayanlar olduğu söyleniyor. Hatta ve hatta bayan öğrenciler...

Kapısında kırmızı lambalar perdeler bulunan bu ufak odaları genç, yaşlı, kadın, erkek herkes rahat ve korkusuzca geziyor. Tam olarak bilmemekle birlikte önümde kouşan birinden kulak misafiri olduğum kadarı ile 300€ fiyat istemişler, tabi bu kadınına göre değişiyordur. 50 yaşında kadında var, 20 yaşında kadın da, selülitten bacağı görünmeyen de var sütun gibi bacağı olanda, zencisi de var asyalısı da, kısacası çoktan seçmeli :-))))

Bayanlar genelde mayolu olarak karşınıza çıkıyor. Bazıları ufak ufak dans ederken bazıları da cama tıklatarak hatta kapıyı açarak sizi yanına çağırıyor. Burada fotoğraf çekmek yasak, hatta bazılarının camında bu konuyla ilgili saygılı davranmanızı isteyen yazı da var. Bu yüzden bende fazla mahreme girmeden uzaktan birkaç resim çektim.








9.Anne Frank Evi (52.375225 , 4.883854)


Central Station'dan yürüyerek 18 dk. kadar sürecektir. 170 ve  172 numaralı tramvayla Westermarkt durağında inerseniz 1 dk. kadar yürüme mesafesindedir.

Sabah 9 dan akşam 10:30 a kadar açık olan bu müzeye giriş ücreti:
Yetişkinler için 9€
10-17 yaş arası için 4.5€
0-9 yaş arası ise ücretsizdir. 
II. Dünya Savaşı’nda Anne Frank ve ailesinin  iki yıl boyunca saklandığı evin müzeye dönüştürülmüş halidir. Bu müze, küçük Anne ve ailesi,Van Pels ailesi ve Fritz Pfeffer’in Nazilerden saklandığı günlerin anısına yapılmıştır. Müzenin yer aldığı bina, eski bir tüccara ait olup 1635 yılında yapılmıştır. 1942 yılında Amsterdam’daki Yahudileri toplayan Almanlardan kaçan Frank ve Van Pels aileleri, 25 ay boyunca buradaki gizli bir dairede saklanmışlardır. 

1929 doğumlu olan Anne Frank da, 1942 – 1944 yılları arasında burada saklanmıştır ve bu süre zarfında yaşadıkları ile ilgili olarak günlük tutmuştur. İki yılını saklanarak burada geçiren aile daha sonra ihanete uğrayarak yakalanmış ve ülkenin kuzeyinde Hollandalı Yahudilerin çoğunun Belsen veya Auschwitz’e gönderilmeden evvel tutuldukları Westerbook’a gönderilmişlerdir. Burada saklanan sekiz kişiden yalnızca Otto Frank sağ kalmıştır. Anne Frank ve kız kardeşi, Belsen’e gönderildikten kısa bir süre sonra tifüsten ölmüşlerdir.Evin müştemilatında bırakılan birkaç eşyadan biri olan günlükler aileye yardımcı olan biri tarafından bulunarak Auschwitz’den dönüşünde Anne Frank’in babasına iade edilmiştir ve o da bu günlükleri yayınlamaya karar vermiştir. 1947 yılındaki ilk basımından bu yana sürekli basılan günlükler milyonlarca insan tarafından ilgi ile okunmuştur. Ayrıca bu günlük beyaz perdeye de uyarlanmıştır.
                                                                                           

















10.Rijk Müzesi    (52.359997 , 4.885219)
11.Museumplein (52.357243 , 4.882307)

Central Station'dan kalkan 2 ve 5 numaralı tramvay ile yaklaşık 16-17 dk kadar sürede gidilir. Tramvaya biniyorsanız Rijkmuseum durağında inmeniz gerekiyor. Yine Central Station'dan yürüyerek gidecekseniz yaklaşık 35 dk yürümeniz gerekiyor. Otobüs ile gitmek istiyorsanız da yine bu istasyondan 170,172,174 numaralara binmeniz gerekiyor. 
Bilet fiyatlarını ve açılış kapanış saatlerini aşağıdaki resimde görebilirsiniz.












Hollanda'nın ek kapsamlı müzesidir. Birçok sanatçının eserleri burada sergilenmektedir. Buranın en fazla ziyaretçi akınına uğrayan kısmı ise kuşkusuz Rembrant'ın eserlerini olduğu salondur. Burada ayrıca onun eserlerini açıklayıcı broşürler de vardır, tablonun sizin görmediğiniz ince detaylarını bu buröşür yardımı ile daha iyi görüyorsunuz. Bende resimlere onun tabloları ile başlıyorum. Buyrun....





Tabloların yanı sıra burada heykeller, maketler, ev eşyaları seramikler, silahlar, tarihi eserler ve daha neler neler görebilirsiniz. Van Gogh eserlerinden bir kaçı da yine bu müzede sergilenmektedir. Aşağıdaki ilk 3 resim işte bu sanatçıya ait












Müzenin dışındaki I amsterdam yazısının önünde resim çektirmeyi unutmayın, tabi kalabalıktan size sıra gelirse. Altına yatan, üzerine çıkan, yerlere yatan birçok ziyaretçi burada resim çektirmek için birbiri ile yarışıyor. Dışarıdaki park alan ise Museumplein olarak geçiyor. Burada çok fazla gezecek bir alan yok zaten biraz ilerisi de Van Gogh müzesidir.






12.Van Gogh Müzesi (52.358419 4.881078)

Central Station'dan kalkan 2 ve 5 numaralı tramvay ile yaklaşık 16-17 dk kadar sürede gidilir. Tramvaya biniyorsanız Van Baerlestraat veya Rijkmuseum durağında inmeniz gerekiyor. Yine Central Station'dan yürüyerek gidecekseniz yaklaşık 35 dk yürümeniz gerekiyor. Otobüs ile gitmek istiyorsanız da yine bu istasyondan 170,172,174 numaralara binmeniz gerekiyor.Bir Amsterdam gezisinde 2 müze gezisinin bana çok ağır geleceğini düşündüğüm için burayı gezmedim. Şayet tekrar gidersem bu sefer de burayı gezerim diye düşünüyorum. Tabi karar sizlerin kültür patlaması yaşamak istiyorsanız burayı da muhakkak gezin derim. Bilet fiyatlarını da alttaki resimden görebilirsiniz.









13.Vondelpark (52.357997 , 4.868327)

Central Station'dan 170, 172, 174 numaralı otobüslerle yada 5 numaralı tramvayla gidilir. Yaklaşık 15 ile 20 dk. arasında sürecektir. Yine istasyonda yürüyerek 40-45 dakika kadar sürecektir.



















İnsanların stress atmak için uğradıkları bu park her daim dolu oluyor. Gençler, aileler çimlerin üzerinde güzel bir gün geçirmek için bisikletlerine atlayıp doğru buraya geliyor hele hava da güzelse tadından yenmez. Bizde güzel bir günde bu parka ggittik, daha doğrusu müze ve park gezmesini aynı güne denk getirerek zamandan kazandık.

Burada otururken 3-4 tane çocuk yanımıza gelerek bize yapılması imkansız birşey yapacaklarını söylediler ve eğer bunu yapabilirlerse bizden 1 € alacaklarını söylediler. Bizde bu girişimci çocukları kırmayıp ve biraz da meraktan tekliflerini kabul ettik. Peki numara neydi?
Çocuklardan biri biraz ilerideki 4-5 metre uzunluğundaki bir ağacı göstererek bize bu ağaçtan daha yükseğe sıçrayacağını söyledi, eğer yaparsam bana 1€ verin olur mu dedi. Biz zaten 1€ vermeyi bu girişimci ruhlarından dolayı zaten verecektik. Çocuk olduğu yerde zıplayarak ağaçların zıplayamadığını dolayısıyla kendinin de ağaçtan daha yükseğe sıçradığını söyledi. Tabi biz ağaçtan daha yükseğe zıplayacağını söylediğinde ağacın boyunu geçeceğini zannederken laf cambazlığı ile bizi altetti.

Bu parkatan çıkınca çok lüks markaların bulunduğu bir sokak önermek istiyorum size. Aklınıza pahalı ne kadar marka gelirse hepsini bu sokakta görmeniz mümkün. Fiyatlarını ben merak etmedim ama siz ediyorsanız buyurun girin içeri
Merak edenler için konumu Pieter Cornelisz Hooftstraat (52.358974 , 4.875946)

















14.Kanal Turu (52.376795 , 4.898187)

Central Station'dan yürüyerek sadece 5 dk. mesafe uzakta. Buradan başka central station önünde de hareket eden turlar da var. Bizim bindiğimiz Damrak caddesinin Central Station'a yakın olan tarafındaki istasyondaydı. Ayrıca birçok yerde de kişisel kanal turları var. Bazı insanlar kendi tekneleri ile 15€ karşılığında 1 saat sınırsız içecek ile size kanal turu hizmeti veriyorlar. Fiyatı kişi başına 10€ olup, biletin kalan kısmını resimde gördüğünüz gibi kartpostal olarak da kullanabilirsiniz.













Kanal turu sırasında çok sayıda eve dönüştürülmüş tekneleri de görebilirsiniz. Bu teknelerin yasal olanı da var yasa dışı olanı da, ama bunlara elektrik ve su gibi hizmetler verilmiyormuş. Yine bunların otel ve pansiyon olarak kullanılanları da var, booking.com dan birçoğunu görebilir ve isterseniz de rezervasyon yaptırabilirsiniz.

15.Leidsplein (52.363699 , 4.882004)

1,3,5 numaralı tramvay ile gidilen Leidsplein gece 2 ye kadar açık. Çok hareketli olan Leidsplein Vondelpark'a da 10 dk yürüme mesafesinde. Central Station'dan yürüyerek 30 dk sürer. Dam meydanından ise 20 dk civarında bir yürüme mesafesindedir. Burada birçok bar ve restaurant var ve hepsi de dolu. Yanlış hatırlamıyorsam çok sayıda deniz ürünleri restoranı ve steakhouse var burada. Hiçbir şey yemeden yada içmeden ortadaki meydanda oturup etrafı seyretmek bile güzel. Bu meydan da bazen çalgıcılar oluyor bazende ufak tefek etkinlikler. Çok çok önemli mi derseniz, bence değil. Gitseniz de olur gitmeseniz de size kalmış. Vaktiniz varsa bir uğrayın derim.


16.Kalverstraat (52.372702 , 4.892022)

Central Station'dan başlayıp Dam meydanına kadar olan caddeye Damrak demiştik, Dam meydanından sonra başlayan cadde ise Rokin caddesidir, işte Dam meydanından sonraki Rokin caddesinin arkasındaki sokak Kalverstrrat'tır.
Central Station dan yürüyerek bu caddenin başına sadece 10 dakikada gidebilirsiniz. Tramvayla giderim derseniz  4,9,14, 16, 24, 25 numaralı tramvaylara binip Dam Meydanı durağında inmeniz gerek.








Birçok mağazanın bulunduğu bu sokak gündüzleri bayağı yoğun oluyor. Bisiklet göremeyeceğiniz ender sokaklardan biridir. Bisiklet yolu yok sadece yaya trafiğine açıktır ve çok sayıda mağaza yaklaşık akşam 7 ye kadar hizmet vermektedir.

17. Magna Plaza AVM (52.373645 , 4.890321)



Dam meydanının hemen arkasında bulunan bu alışveriş mekezine Dam meydanına nasıl ulaşıyorsanız aynı şekilde ulaşabilirsiniz, yani Central Station dan yürüyerek sadece 10 dakikada gidebilirsiniz. Yok ben tramvayla giderim derseniz  4,9,14, 16, 24, 25 numaralı tramvaylara binip Dam Meydanı durağında inerek buraya kolaylıkla ulaşabilirsiniz.




Gezmeye değer bir yer mi diye soracak olursanız bence değil, ben gezdim ve yarısında sıkılıp çıktım ama her yeri gördüm vaktim de var derseniz uğrayın. Açılış ve kapanış saatlerini yukarıdaki resimde görebilirsiniz.

18. Zaanse Schans (52.471537 , 4.816210)

Buraya gidebilmek için tren yada otobüs ile ulaşım sağlamalısınız yürüyerek gidilecek bir yer değil. Merkeze uzak bir yerde ama şiddetle gitmenizi tavsiye ediyorum. O kadar huzur verici bir yer ki insan ömür boyu orada yaşamak isteyebilir.

Buraya gidebilmek için Central Station dan Koog-Zaandijk'e ulaşmanız ve oradan da 15 dk yürümeniz gerekiyor. İstasyondan her 15 dakikada bir kalkan sprinter adı verilen trenlere binmeniz gerekiyor. Gidiş dönüş ücreti olarak 7.20€ verdiğiniz trenden 15 dakika sürecek yolculuktan sonra Koog-Zaandijk de inmeniz gerekiyor. Ondan sonra 15 dakikalık keyifli bir yürüyüşün ardından varabilirsiniz.


 Buraya gelirken kakao fabrikasından geçeceksiniz. Vitrinlerde kullanılan malzemeleri görebilirsiniz, ayrıca fabrikadan gelen kokular her yeri sarıyor, buram buram kakao kokuyor.





Hani derler ya anlatılmaz yaşanır diye, işte burası öyle bir yer. Yel değirmenleri ve imalathaneleri gezebilirsiniz. Yel değirmenlerinin üst katına da çıkabilirsiniz. Bizim şansımıza adam canlı canlı tahta ayakkabı yapılışını bize gösterdi. Yaş odundan işleye işleye 10 dk içerisinde tahta ayakkabıyı yaptı bitirdi. Ayrıca peynir vs. imalathanelerini de görmeniz mümkün.










19. IJ Hallen (52.401272 , 4.896426)

Buraya feribotla gidebilirsiniz. Bunun için Westerdoksdijk ten (52.388140 , 4.892597) binerek Veer NDSM Werf de (52.400943 , 4.891731) inmeniz gerek.
Ayrıca 391 ve 394 numaralı otobüse binerek Klaprozenweg istasyonunda inip 5 dk yürüyerek de varabilirsiniz.







20. Albert Cuyp Market (52.355948 , 4.895409)

Central Station'dan kalkan 16 nolu tramvay ile Stadhouderskade durağında inerek 500 mt. yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yine 4 ve 5 nolu tramvaya binerek aynı durakta inmeniz gerekli. Yürüyerek gitmeniz durumunda yaklaşık 30 dakikalık bir zaman harcamanız gerekli. Benim size tavsiyem programınızı yaparken müzeler,heineken experience vondel park gibi buraya çok yakın etlinliklere göre ayarlamanızdır. Zira bu pazar buraya çok yakın .






Burası Amsterdam'ın en büyük pazarlarından biridir. Burada aradığınız herşeyi bulmanız mümkün. Bisikletten çamaşır makinasına peynirden balığa kadar...

Ben buradan kendime güzel bir mont aldım, hemde çok çok ucuza. Türkiye'ye gelirken aldığım bol miktarda peynir çeşidini de yine bu pazardan tadarak aldım. Taze meyve sularını da denemenizi tavsiye ediyorum. Ayrıca karnınızı da burada doyurun. Meşhur haaring ve kibbeling yine burada enfes ve taze taze sizleri bekliyor. Sizlere yediğim balığın resmini de ekliyorum. Ayrıca bu balıkçının tam karşısında Yunan yemekleri yapan bir yer de var. Nefis kokuları takip etmeniz yeterli...
















Çok çok ucuz bir pazar mı derseniz pek değil ama çeşit bol, zaten Amsterdam'ın geneli Türkiye ile kıyaslandığında oldukça pahalı bir yer. Yine de kesinlikle gezmeniz gereken bir pazar, bana göre pahalı sayılan birşey belki de sizin için çok çok ucuzdur.  Eğer canınız baklava yada gözleme çektiyse yine buraya gelmeniz yeterli olacaktır. Türklerin işlettiği bu mekanları yine bu pazarda bulacaksınız.





21. Heineken Experience (52.357830 , 4.891826)

Gelelim Amsterdam'ın dünyada isim yapmış birası Heineken'e. Buraya gidebilmek için Central Station'dan 4 ve 16 numaralı tramvaylara binebilirsiniz. İnmenmiz gereken durak ise Stadhouderskade. 11 dk kadar süren yolculuğun ardından 2 dk daha yürüyünce varabilirsiniz. Yok ben yürümek istiyorum derseniz de Central Station'dan yaklaşık olarak 35 dakika sürecektir.

Albert Cuyp Market'e çok yakın bu yüzden gezi planınızı buraya göre ayarlarsanız bir taşla 2 hatta belki 3-4-5 taş birden vurursunuz.

 



Bu yapı, 1864’te yılında firmanın yeniden yapılanmaya gittiği ve fabrikanın şehir dışında bir yere taşındığı 1988 yılına kadar Heineken’in genel merkezi olarak kullanılmıştır. O günlerden bu yana burası, sanal gerçeklik turlarının ve reklam kampanyalarından bira yapımına kadar Heineken’in tarihçesi üzerine sergilerin de bulunduğu bu eğlenceli cazibe merkezi özellikle turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Müzede yer alan tadım barı, mini bira fabrikası ve şahane yük beygirlerinin görülebileceği ahır gezisi Heineken Experience’in en dikkat çekici noktalarından birkaçıdır. Geniş bakır fıçıları ile eski fabrika binaları da tura dâhildir ama kimilerine göre en eğlenceli kısım turun sonundaki ücretsiz biradır.
NE YENİR
Burası patatesi ve peyniri ile meşhur bir yer. Buraya gelip de ülkesine peynir almadan dönen yoktur herhalde. Peyniri alırken üzerinde yazan +45 vs gibi yazılar peynirin yağ oranını belirliyor. Zevkler ve renkler tartışılmaz tabi ama ben isli olanı ve kimyonlu olanı sevdim, ama inanın belki 50 çeşit peynir var ve tadına bakmadan almayın bence. Yukarıda yazdığım gibi Albert Cuyp Market ten istediğinizi tadıp alabilirsiniz. 
Gelelim papatese buradaki patatesler gerçekten çok çok lezzetli ve üzerine seçtiğiniz soslarla bunu taçlandırıyorsunuz. Buraların önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Her turistin yaptığı gibi muhakkak bir kere dahi olsa tatmalısınız.




Birçok yerde sushi yapan yerler var. Ben gittiğim yeri ve size alternatif olarak birkaç yeri vereceğim. Buralarda sınırsız seçenekleri var, çok seviyorsanız kaçırılmayacak fırsat...

  • Morita-Ya (52.375666 , 4.900634)
  • Miu (52.372272 , 4.890927)
  • Sumo vijzelstraat (52.365550 , 4.892741)
  • Sumo nieuwezijds (52.377408 , 4.894953) merkeze yakın benim gittiğim yer bu şube
  • Sumo kleine-gartmanplantsoen (52.363458 , 4. 883949)
Burada all you can eat olan sınırsız seçeneği seçmeniz durumunda masadaki herkes onu seçmek zorunda. Ben eşimle gittim çok fazla sevmediğim için ben set menü, eşim de sınırsız istedi ama garson bunun mümkün olmadığını söyledi. Sanırım artniyeti önlemek için yapılmış bir uygulama. İyiki de istememişiz gelenler bir hayli doyurucuydu, hatta arttı bile.

 

 




Buraya gelip de kesinlikle denemeniz gereken bir başka yiyecek de balıktır. Buraya özgü olan balıklar. Kibbeling özellikle tavsiyemdir. Birde tütsülenmiş olan ve soğan ve turşu ile servis edilen ekmek arası yada tabakta olanı deneyin. Albert Cuyp de nefis bir yer var tavsiyemdir...





 Burada birçok çin lokantası da var. Eğer noddle seviyorsanız yine her yerde noddle yapan çin lokantaları var. Birçok yerde içine siz demeden yumurta koyuyorlar sevmiyorsanız bizim gibi kasada muhakkak söyleyin. Birde buralarda yaptıkları her noddledan sonra tavayı yıkıyorlar biilginiz olsun. Sizden önceki domuz etli yemiş olabilir, bu yüzden temizlemeleri gayet güzel oluyor ve rahatlıkla istediğinizi yiyebiliyorsunuz.


Burada adım başı görebileceğiniz yerlerden biri de burger bar. Neredeyse her 500 metrede bir karşınıza çıkacaktır. Bayağı rağbet var. Ben yemedim, bu yüzden size bir fikir veremeyeceğim ama Burger King ve Mc Donals'a güzel bir alternatif olabilir.


Hayatınızda görmediğiniz hatta görmeyeceğiniz kadar çok Staekhouse var burada. Ben diyeyim 300 siz diyin 500. O kadar çok var ki inanamazsınız.



Damrak caddesinde yer alan Starbucks ta oturabilir ve caddeden gelen geçeni seyrederken kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Aşağıda yer alan resim de size fiyat konusunda fikir verebilir.

Ayrıca buradaki Türk Lokantalarına ve Damrak caddesi üzerindeki patatesçinin hemen sağında bulunan Falafel yapan lokantaya da uğryabilirsiniz. Türk Lokantasına gitmedim bayağı varmış ama falafel yedim, sizlere de tavsiye ederim, güzel bir alternatif.

Birde size burada Albert Heijn markete gitmenizi tavsiye ederim. Magna Plaza yanıbaşında kocaman bir tane var. Buradan ülkemize dönerken çeşitli hediyeler alabilirsiniz. Mesela çikolatalar burada havalanından daha ucuz ve bol, yine peynir çeşitleri ve birçok içki bira mevcut. Ayrıca hazır salatalar ve doğranmış meyveler yemeye hazır. O içecekleri saymıyorum bile...
Kesinlikle uğrayın.










COFFEE SHOP

Amsterdam deyince akla gelen ilk şey bisikletler olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz, tabiki uyuşturucu. Burada o kadar çok coffee shop var ki  inanamazsınız size en bilinen bazılarını yazıyorum:

  • The Bulldog
  • Baba
  • Smoke Palace
  • Siberie
  • Kadinsky
  • Mellow Yellow
  • 420 Café
  • Dolphins
  • Barney’s Coffeeshop
  • Dampkring
  • Amnesia
  • Grey Area
  • Abraxas
  • Green House Centrum




Burada uyuşturucu serbest olduğu için dünyanın her yerinden gelen insanlar coffee shop ları dolduruyorlar. Cupcake , mantar ve esrar buraların olmazsa olmazı. Camın önünde esrar saranları kafayı bulup oturdukları yerlere uzananları her yerde göreceksiniz. Mantarlar biraz pahalı oluyor ve ağzınıza alıp çiğnemeniz gerekiyor.Burada satılan uyuşturucuların içerisinde sanırım en tehlikelisi mantar. Zehirli olan bu mantarların ufak bir kutusu yanlış duymadıysam 30 € civarında olmalı.


Daha evvel kullanmamış ve merak etmiş iseniz öncelikle 7€ karşılığında bir cupcake almanız gerekecek. Yarım yemeyin, tamamını yemelisiniz yoksa etkisi az olacaktır. Yedikten yaklaşık 1 saat sonra etkisini gösterecektir. Her bünyede farklı etki gösterir. Kimini güldürürken bir diğerini de ağlatabiliyor. Kesinlikle içki ile beraber alınmaması gerekiyor yoksa çok daha beter olursunuz haberiniz olsun. Bunu yiyince 2 şişe içki içmiş kadar etkisi olacaktır. Ama içkiden beter değil orası kesin. İnsanı biraz daha eğlenceli ve mutlu, yerine göre şehvetli ve üzgün yapıyor.